Hüseyin Aygün’ün kaçırılması ile
başlayan sıcak
gündem Suriye Krizi ile devam ediyor. Yaklaşık iki aylık
süreçte anormal şekilde hükümetten somut bir adım
veya açıklama yok.
PKK saldırıları
artarak devam ediyor.Suriye’deki kaos
tan toprak kazanarak çıkan pkk veya pyd güçleri aynı
stratejiyi bu sefer silahla kanlı bir şekilde Türkiye’den
almak istiyor.Gaziantep saldırısı ile doruğa çıkan strateji
Türkiye’nin daha zor günlerin beklediğini, artarak
devam edeceginin habercisi gibiydi.
Hükümet Suriye krizini doğru anlamadığı gibi
Antep
saldırısı ve sonrasında oluşan kaosu idare edemedi.Bun
ların arasına uzun süren Şemdinli savaşı eklendi.
Şemdinli de ne kadar
alanın pkk tarafından kontrol
edildiği, kaç askerimizin şehit olduğu, kaç bölücü örgüt
üyesinin etkisiz hale getirildiği hala muamma.
Hala devam eden pkk
saldırıları ve Baydemir’in
açıklamaları ile büyük bir alanın pkk’nin kontolu altında
olduğu söyleniyor .Doğru veya yanlış bunu açıklayacak
olan hükümet ve bölgeden gelen görüntülerdir.
Peki pkk bu gücü
nereden alıyor.? Suriye’nin arkada
oldugu bilindik bir gerçek.Esed içişlerime karışma seni
de ateşe çekerim sözlerini hatırlamak gerekir.Esed en
önemli hamlesini K.Suriye’de kürtlere topraklarının
denetimini vererek gösterdi.
İran Turkiye’nin
güç durumda kalması için yardım
ediyor mu.? Ahmedinejat, Erdoğan’dan liderliği tekrar
geri almak istiyor.Ayrıca müslüman ülkeye yardım
etmedikleri gibi düşman safında yer aldıkları, özgür
suriye ordusuna yardım ettikleri için Hamaney
tarafından hedef tahtasındalar.
Erdoğan terör örgütünü
kınıyor fakat somut bir adım
atmıyor.Hükümet kürt sorunu ile pkk sorununu birbirine
karıştırmış şekilde olayları uzaktan izlemekle yetiniyor.
Erdogan’a ilk saldırılar
sonrasında anamuhalefet
partisinden meclisi açalım önerisi gelmişti, Antep saldırı
sı sonrasında bu
teklif yinelendi,meclis başkanı Çiçek
artan saldırılar sonrasında tüm partilerin katılımını
sağlanmasını istediği ulusal mutabakat ile terörü
frenlemek istedi.
Erdoğan otoriter
davranarak bu mutabakata destek
çıkmadı.Eğer verecek
olsaydı tek güçlülüğü sekteye
uğrayacaktı.Mutabakatta diğerlerinden farklı olarak
yerel yönetimlerin biraz daha güçlendirilmesi önerisi
dikkat çekici idi.
Erdoğan mucize
bekler gibi olayların kendiliğinden
bitmesini bekliyor.Kendi liderliğinde fakat hiçbir şey
yapmadan.
Suriye de Esed’in hemen yıkılacağını zanneden ve ona
göre strateji belirleyen Davutoglu BM’nin tampon bölge
kuramayız direktifi ile çıkmaza girdi.
NATO yetkilileri
tampon bölge kurulması demek daha
fazla asker, daha fazla silah ve daha fazla savunma
sistemi gerektirdiği için bu seçeneğe en azından
seçimlere kadar soğuk
bakıyor.
Apaydın kampında sığınan mültecilerin basına sızan
bilgiler, askerlerin gece sınırı geçip Suriye tarafında
çatışmalara girdikleri yönünde.